İnsan, üç kelimeden ibârettir : Doğmak, büyümek ve ölmek. Bu üç kelime, yadsınamayacak kadar geniş çaplı unsurları içinde barındırmaktadır. bu yazımızda bu üç kelimeyi ele alıp güzel son için gerekli olan fiiller ve davranışlar nelerdir onlara ışık tutacağız İnşâAllâh.
Bismillahirrâhmânirrahîm
İnsanlar olarak hepimizin birçok anısı oldu iyi yada kötü. Lâkin geçmişe baktığımızda bu anılara hep güldük. Çünkü çocuktuk ve bir ömrün en güzel anları, çocukken yaşanıyordu. Anne karnında 9 ay bekledikten sonra zamanı geldi, dünyaya gözümü açtık. Artık yanımızda bizi hayattaki zorluklara karşı koruyup gözetecek olan, güzeller güzeli annelerimiz vardı. sütüyle besledi. Yemedi yedirdi. Bizleri büyüttü. Tabii ki babamızı unutmamamız gerekir. O ise hep arkamızda oldu. bizi okuttu. cebimize harçlığımızı koydu. Dayandığımız bir dağ, gölgelendiğimiz bir ağaç oldu babalar. Gün olur kızar idi, gün olur aferin derdi. Hep iyiliğimizi düşündüler, güzel sona ulaşmamız için çabaladılar. Selâm olsun o annelere ve babalara.
Çocukluğu geçtik, artık yetişkin olduk. Kendi yolumuzu çizmemiz gerekiyordu. Ve kendi işlerimizi kurduk. Artık bizim de evlenip çocuğa karışma vaktimiz gelmişti. Evlendik ve çoğaldık bu imtihan sahasında bizimde bir yerimiz oldu. Kimisi ise okul, iş dedi erteledi. Kimi ise yaşadığı sorunlardan dolayı bekliyor. Çoğumuz ise tevekkülden kaçıp kendi çabamızla güç yetirmeye çalışıyoruz, şükrü unutuyoruz. Bizler böyle yaparak Allâh'ın yardımına değil de kendimize güveniyoruz. Bu işler bu dünyada kalır.
Elbette hepimizin hayat şartları bir değil. Zaten bu da bir imtihan değil mi dostlar? Kimimiz ekmek kırıntılarını rüyasında görürken, kimisi ise önüne gelen yemeği beğenmez.
Farklıyız; Göz renklerimiz, yaşantılarımız, tarzlarımız. Ama ortak noktamız insan olmamızdır. İnsan olarak eşitiz. Hepimiz Hz. Adem ve Havva'dan geldik hatta Havva annemiz de Adem babamızdan geldi. Bu durumda kimimiz şükretti, Bu dünya rüyasından güzel bir şekilde uyandı. Kimisi ise isyân etti, dünya yalanını rüyâ bilmeyip kâbusu seçti. Bu tanımı şöyle açıklayalım.
Bizler dünyaya gelmeden önce anne karnında beklerken bu dünya için hazırlık yaptık.
Sanki anne karnında bir rüyada idik ve doğunca uyandık. Dünyaya geldik, büyüdük ve yaşlandık. Bu dâr-ı imtihânda yine gördüğümüz rüyalar bizlere ahiret hayatına hazırlıyor. ve sanki şu anda yaşarken anne karnında bekler gibi ölümü bekliyoruz. öldükten sonra asıl uyanış gerçekleşecek ve sonsuz bir hayata erişeceğiz. İşte bu noktada, bu dünyada şu anki yaşantımız da anne karnında ki bekleyişimiz gibidir. Hayatın sonunda ya mutlu bir başlangıç yada zelil bir uyanış olacaktır.
MUTLU SONUN SIRRI :
Bir önceki yazımızda mutlu bir hayatın, huzurun anahtarı olarak bilgiler sunduk. Evet Allâh'a iman ve onu anmak bize bu dünyada da ahirette de mutluluk sağlayacaktır. Mutlu bir sona ulaşmak yani cennete ulaşmanın yolu da bu hengame ve kalabalık içinde, bir olan Allah'a yönelmek ve dost olarak onu seçmek. Rehber olarak da Resûlullâh'ı hayatımıza idhâl etmek gerekiyor. Hani insanoğlu nasıl yaşarsa öyle ölür ya, nasıl ölürse öyle haşrolunur ya, işte biz mü'min olarak yaşamalıyız ki öyle ölelim ve o şekilde dirilelim.
Mutluluğun sırrı; Allâh için yaşamak, Allâh için sevmek, Allâh için harcamak, Allâh için yıpranmaktır. Bundan gayrısı boş yere yaşamaktır.
Çünkü vaktimiz çok değerli ve kıyamet koptuğunda hesaba çekileceğiz. Gençliğimizi nerede kullandık? Bedenimizi nerede yıprattık? Bu suallere güzel bir şekilde cevap vermek için güzel yaşamalıyız dostlar.
Yazımı iki tane duâ ile bitirmek istiyorum;
"Rabbimiz, bize bu dünyada da âhirette de iyilikler ver. Ve bizi cehennem azabından koru"
"Rabbim, senden güzel son istiyorum."
ÂMÎN. Selâm ve duâ ile...
Twitter : @birkalemgah
Yüreğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş..
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Bilmukabil.
SilGerçekten yayınladığınız yazılar insana huzur veriyor.Allah razı olsun.Duanızda bulunmak dileğiyle."Gurbet"bir aciz kul.
YanıtlaSil