HUZURUN ANAHTARI

Bir önceki yazımızda; Allâh'a imanın gerekliliğini, önemini sizlere anlatmak istemiştim. Bu yazımda ise sizlere Allâh'ı anmanın faydalarını önemini anlatmak istiyorum.

Bismillâhirrahmânirrahîm

Anmak; esâsen zikretmektir, hatırlamaktır. Nitekim eşsiz kelâm ve ilâhi beyan olan Kur'ânîn sıfatlarından biri de zikirdir.

Hakiki mânâda iman etmek ve imanın güzelliklerine tanık olabilmek için hem nefsimizdeki ayetlere tanıklık etmemiz hem de Kur'ân'daki ayetleri nakış gibi nefsimize işlememiz gerekiyor. Dünya hayatının nefsimizin üzerine düşen enkazı, hakikat ile bağımızı koparmakta ve ruhumuzun haykırışlarının işitilmesine engel olmaktadır. Bizim gönülden çabalarımızın bir sonucu olarak bizi bu enkazdan kurtaracak olan Allâh'tır.

Bu yüzden nefsine iyilik etmek isteyen, sürekli olarak Allâh'ı anıp hatırlamalıdır. Bizim Allâh'a içtenlikle yönelip
onu hatırlamamız, Allâh'ın da bizi anma sebebi olacaktır.

Allâhu Tealâ buyuruyor ki : 

"Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin." Bakara 152. Ayet

Gaflete düşmemek, sürekli olarak gerçeği hatırımızda tutmak ve sonunda kurtuluşa ermek için, içten gelen bir istekle Allâh'ı anmamız gerekir :

 "Allâh'ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz." Cuma 10. Ayet

KALPLER ALLAH İLE TATMİN OLUR

Kur'ân ayetleri, nefsin azgınlık ve doyumsuzluğundan kurtulabilmenin, gerçek mânâda tatmin olabilmenin ve yatışıp huzur bulabilmenin ancak Allâh'ın gerektiği gibi anılıp hatırlanması ile mümkün olabileceğini bildirmektedir.

Ra'd Sûresinin 28. ayetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor : 

"Onlar, inananlar ve kalpleri Allâh'ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler Allâh'ı anmakla huzur bulur."

ALLÂH'I UNUTMAYALIM

Allâh'ı çok analım ve ayetlerini sürekli olarak hatırımızda tutalım. Böylece nefislerine zulmederek iyi ve güzel olandan alıkoymaya, kötü ve çirkin olana özendirmeye çalışan ikiyüzlü münâfıkların Allâh'ı unutmaları gibi Allâh'ın da kendilerini unuttuğu kimseler gibi olmayalım.

Bu konu hakkında şu ayeti hatırlayalım : 

"Onlar Allâh'ı unuttular; Allâh da onları unuttu. Şüphesiz münâfıklar, fasıkların ta kendileridir." (Tevbe 67. Ayet)

HATADAN DÖNELİM

Allâh'ın ayetlerini gerektiği gibi dikkate alıp özümsemediğimiz için bazen çeşitli günahlara girmekte ve kendi elimizle nefsimize zulmetmekteyiz. Gerçek anlamda inanan bir insanın mümkün olduğunca hata ve günahlardan uzak durması ve bu konuda son derece titiz olması gerekir. İnsan olduğumuz için hatasız ve günahsız olmamız mümkün değildir. Bu yüzden hata ve günahlarımızı fark ederek nefsimizle yüzleşmemiz, hemen Allâh'ı hatırlayarak ve ona sığınarak içtenlikle af dilememiz ve işlediğimiz suçlarda ısrarcı olmamamız gerekir.

Rabbimiz Kur'ân'da hakiki anlamda inanan erdemli insanların özelliklerini şu şekilde bizlere tarif eder : 

"Yine onlar, çirkin iş yaptıkları, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allâh'ı hatırlayıp hemen günahlarının bağışlanmasını isteyenler -ki Allâh'tan başka günahları- ve bile bile, işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmeyenlerdir." Al-i İmrân 135. Ayet

Görüldüğü gibi önemli olan, yaptığımız kötü şeyleri fark ederek hatadan dönmeyi bilmemiz ve hatalarda ısrar etmememizdir. Biz samimi bir şekilde hatamızı fark ederek hemen af dilediğimizde, rahmet ve merhameti bol olan Rabbimizin hata ve günahlarımızı affetmesini ümit edebiliriz. 
Yeter ki gerçek anlamda temiz ve samimi bir kalp ile Allâh'a yönelmeyi  ve affını dilemeyi bilelim. 

"O, insanlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O, dost olandır, övülmeye lâyık olandır." Şûrâ 28. Ayet 

O halde her dâim ümitvar olmalıyız, şeytanın oyununa gelip amel ve ibadetleri günahlarımızdan dolayı bırakmamalıyız.

Yazımı bir duâ ile bitirmek istiyorum;

"Rabbim! Sen bizleri; ölüm gelip çatıncaya kadar seni anan, günahlardan kaçan ve yaptığı hatadan hemen dönüp senden af dileyen, affettiğin kullarından eyle. Bizleri bağışla, bize acı"

ÂMÎN. Selâm ve duâ ile...

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski