Unuttuk unutturulduk. Bizlere verilen emânetlere hıyanet ettik. Oysaki mü'minler olarak bizler, emîn kişiler olmalıydık. Velâkin biz fesatı seçtik. Dağıldık, parçalandık, birbirimizi kırdık. Oysa ki; sevgi ve şefkat kalbi dolduran katre katre rahmet idi. Oysa ki; merhamet, kalbe vicdanın okuduğu ezan idi. Biz o ezanı susturduk ve kendimizi kaptırıp "hep ben, hep ben" dedik durduk. Hakikattir ki; bizler de geçiciyiz, ölümlüyüz, altmış yıl da yaşasak seksen yıl da yaşasak şu aldatıcı dünyadan bir gün göçüp gideceğiz.
Mâdem ki hepimiz günün birinde çekip gideceğiz, o halde bunca mâtem bunca kahır ne için? Hayat demek ölümü beklemek demektir. Az çok hepimiz; denizi, yıldızları, ağaçları, işte falanları filanları göreceğiz, bir çok şeyin tadına bakacağız. Sonra da ister istemez "gidiyorum elveda" şarkısını söyleyeceğiz. Öyleyse gidenin de kalanın da gönlü hoş olsun.
Ne bu kin? Ne bu öfke? Ne bu hırs? Neden amel defterlerimizi haset ve kibir ile dolduruyoruz? Neden verilen nimetlerin sahibini unutuyoruz? Ah bu nefsimiz!
Şeytan, hiç boş durmuyor çalışıyor. bizi küçük bir miktarda bile yolumuzdan dönderse onun için bayram oluyor. Ah dostlar! imtihanımız kolay değil, bize vaadedilen mükâfatlar da ucuz değil.
Bediüzzaman ne güzel demiş : Cennet ucuz değil. cehennem dâhi, lüzumsuz değil." Cenneti kazanmak için önce kendi nefsimizin azgın isteklerine set çekmemiz gerek. Biraz önce de dediğim gibi "hep ben, hep ben" derken bu konu da ilk kendimize bakmalıyız. Çünkü Bir dediği ile diğer söylediği bir olmayan Müslümanlar oluruz. Bu ise münâfığın özelliklerindendir. Allâh korusun.
Bize düşen bu imtihân sahasında gönülleri hoş tutmak, Allâhâ karşı kullukta ve hayırda yarışmamız gerekir. O buyurdu ise bize "Hayırda yarışın" diye, biz de yarışmalıyız. Bu dünya kısa bir filmdir ve bizler bu filmin en önemli oyuncularıyız. Nasıl bir rolde oynadığımıza dikkat etmeliyiz. Ve yine bu dünya hayatı bir öyküdür. Biz de bu öykünün ana karakteriyiz, Bu öyküyü güzel sonla bitirelim, sevelim sevilelim. Çünkü burada yaşadığımız acılar da geçici, bizim dediğimiz maddi imkanlar da geçici.
Allâh'ımız, bizi bu dünyâ hikâyesini güzel sonla bitiren kullarından eylesin...
Yazımı bir söz ve bir duâ ile bitirmek istiyorum;
"Kısa bir öyküdür hayat, uğruna upuzun acılar çektiğimiz."
"Rabbimiz, Dünyâ hayatımızı düzelt ve bizleri güzel insanlarınla hemhâl eyle. Bizleri anlayışlı insanlar eyle."
ÂMÎN. Selâm ve duâ ile...
Twitter : @birkalemgah
Etiketler :
Bir Kalemgâh
Çok güzel bir yazı yazmışsınız. Beni düşündürdü biraz. Yazınızın üzerine kafa yoracağım ve hayatımda değişiklikler yapacağım. Teşekkürler bu güzel yazı için...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Allâh yar ve yardımcınız olsun. Yaptığınız güzel değişiklikler dâim olsun.
SilÇok güzel bir yazı olmuş elinize yüreğinize sağlık
YanıtlaSilDeğerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sizinde yüreğinize sağlık efendim.
SilBen bittim dediğimde "Rabbim" ben yettim der kuluna...O mashara kavuşmak dileğiyle...Hz.Yuduf'u kuyudan çıkaran bana da yolumu göstersin.Dualarda bulunmak dileğiyle."Gurbet"bir aciz kul
YanıtlaSil